- Genç kızların üzerine oturmak için nasıl sıraya girdiklerini görmelisiniz. | We should see the teenaged girls lining up to sit on him. |
- Kıçını kaldır Turtle, eğer tekrar üzerine oturmak istiyorsan. | - Haul ass, Turtle, if you wanna sit on it again. |
Bazen ıslak yerlere veya soğuk mermerin üzerine oturmak zorunda kalabilirsiniz. | At any time, one may have to sit on damp ground or cold marble. |
Bir deste kağıt üzerine oturmak istemiyorum. | I don't want to sit on a pile of matches. |
Bu ülke üzerine oturmak için ne kullanırdı biliyor musunuz? | You know what this country used to sit on? |
"Ben, ben, ben, üzerine otururum"a ne demeli? | What about,"i say,i say, i say,i sit on you"? |
Ben üzerine otururum. | I'll sit on her. |
Ben, ben, ben üzerine otururum! | I say,i say,i say i sit on you! |
Ben, ben, ben üzerine otururum. | Oh,I sayI say I sit on you. |
O halde biz buradan çıkarken sen de kıçının üzerine oturursun. | Well then go sit on your ass while we get out of here. |
Sen şişenin üzerine oturursun ancak! O popoyla... | What are you doin', sittin' on the bottle with that ass... |
En sonunda tam da aradığını bulur, halının üzerine oturur, ama halı uçmaz. | He finds this really pretty one, so he sits on it, but it doesn't fly. |
Eve gelen misafirlerin ayakkabıları içinden en kötü kokanı seçip üzerine oturur. | When people come home Leave your shoes at the entrance ... take the most fragrant and sits atop. |
Göbeğimin üzerine oturur, bomboş ve uzakta ama fısıldadığı cesur sözler beni rahatlatamaz. | She sits in my belly hollow and distant and her whispered words of encouragement will never comfort me. |
Pazartesi sabahı buz torbası üzerine oturur ve oyun kasetleri üzerinde çalışır. | Monday morning, he sits on a bag of ice and studies the game tape. |
- Haklı olsan iyi olur, çünkü bir salyangozun üzerine oturdum. | You better be right, because I just sat on a snail. |
3 yaşındayken ocağın üzerine oturdum. | I sat on the stove when I am three. |
Altı ya da yedi yaşlarımdaydım yatağımdan yastığımı alıp üzerine oturdum ve osurmaya başladım, sonra- | I think I am about six years old, maybe seven, and I went and got my pillow from my bed and I sat on it and I farted into it, and then I decided-- |
Bir kütüğün üzerine oturdum. | I sat down on a log. |
Bu sesin ne olduğunu bilecek kadar çok dizüstü bilgisayar üzerine oturdum. | I've sat on too many laptops not to know that sound. |